10 Ağustos 2011 Çarşamba

yazmaya geri dönmek hakkında...

Gençler, genç kalanlar, kendini genç hissedenler;
Evet, ben yalnızca sizlere hitap ediyorum. Daha doğrusu hitap edebiliyorum. Diğer insanlar, kendilerini beş para etmez hisseden, yaşlanmış ruhlu, aslında yaşamayan insanlara ses bile veremiyorum kusura bakmasınlar. Hatta hepsinden nefret ediyorum ve hatta dünya üzerinden silinseler de umrumda değil. Biz buraya yaşamaya geldik be kardeşim, insanın yaşama hevesini kaçırıyorsun, ne hakkın varmış. Neyse, bu insanlara bir gıdım sevgi sözcüğü yok, yalnız bırakın, terk edin onları benim yaptığım gibi. Sonra teker teker gelsinler bizim tarafımıza. Vatandaşlık görevimiz bu.
Umarım, inşallah, beni seveceksiniz. Yok, bu çok zor bir istek aslında, beni sevmenize gerek yok, yazdığım ıvır zıvırı sevseniz de bana yeter. Bu ıvır zıvırlar benim yavrularım, benim eserlerim.  Her ne kadar yazmak çok kolay da görünse herkes bilir, belli bir yaşantı olmadıkça yazmak bir işkencedir. İnsan bu yaşantıyı oluştururken kıçından bile ter akar zaman zaman, insanlarla muhattap olmak zordur çünkü. Aman allahım, insanlar. Her şeyi berbat eden insanlar ve her şeyi güzelleştiren insanlar. Etrafımdalar ve hayatımı şekillendiriyorlar. Düşüncelerimi, davranışlarımı ve en çok da sözcüklerimi şekillendiriyorlar. Yani siz, insanlar. Şimdi anladınız mı? Burası bir ayna. Şekillendirdiğiniz bir "ben" varım, ve sizi size yansıtıyorum. Bakın bana ne yapmışsınız, nerde hata yapmışsınız, nereyi eksik yapmışsınız görün.
Yazmak benim için öyle bir tutku ki, işte bu yüzden bu kadar geç döndüm ona. Tutku, bir kere biterse tamamen biter ama alevlenmeyegörsün, benliğiniz cayır cayır yanar. Yazmaya tutkun benliğim ve yavaş parmaklarımla sizlere aktaracağım çok kısa hayat tecrübelerim, yaşanmışlıklarım umarım,inşallah, sizlere de şunları ya da her hangi birini düşündürür:
-oh be zaman geçmek bilmiyordu, iftara da az kaldı. iyi ki okumuşum
-ne enteresan insanlar var şu dünyada, hayretim şaştı.
-bu ne lan? ne demek istedi bu dümbük?
-haklı bea, bizm kayınço da aynı böyle sümsük bir insan.
-anca konuşur yazarsın, aferin de icraat nerde?
-öf büyümüş de küçülmüş! yaş kaçtı acaba?
-özet geçseymiş keşke. "evet"ten sonrasını okumadım.
-duygularını paylaşıyorum canım kardeşim, sonraki yazısı ne hakkında acaba?
E tabii sadece sonuncuyu düşünecek değilsiniz, hayallerde yaşamıyorum. Muhtemelen şunlardan biri işte. Olsun, üşenmeyin düşünün. Eleştirin, kırmayın, sevmeseniz de olur.

1 yorum: